Göz merceği (lens) gözbebeğinin arkasında yer alır. Görevi, gözün arka bölümünün iç yüzünü kaplayan ve ışığa duyarlı olan retina üzerinde görüntü oluşumunu sağlamaktır. Halk dilinde perde veya aksu da denilen katarakt, göz merceğinin saydamlığının bozulması, bulanıklaşmasıdır.
Mercek bulanıklaşmaya başlarsa ışınların geçişi engelleneceğinden görüş bozulabilir.
Katarakt genellikle yavaş geliştiğinden başlangıçta görmedeki değişiklikler farkedilmeyebilir. Ancak ilerledikçe bulanık,bulutlu görme oluşur. Tek gözde veya her iki gözde olabilir.
Genellikle ileri yaş hastalığıdır. 60 yaş ve üstü kişilerde katarakt gelişme riski %70 tir. Ancak daha genç yaşlarda da görülebilir ve oluşmasına yol açan birçok faktör vardır. Son yıllarda değişen olumsuz hava şartları vb nedeniyle katarakt oluşma yaşı erken yaşlara inmiştir. Artık çok daha genç yaşlarda da katarakt vakalarına sıkça rastlanmaktadır.
-Ağrı olmaksızın bulanık, bulutlu görme
-Gece veya loş ortamlarda daha zor görme
-Işığa hassasiyet gelişmesi ve ışık saçılmaları
-Renklerin daha soluk ve sarımsı görülmesi
-Parlak ışıkta okuma ihtiyacının ortaya çıkması
-Sık sık gözlük derecelerinin değişmesi
-Tek gözde çift görme
Kataraktınızın olup olmadığının anlaşılması için göz muayeneniz sırasında gözbebeklerinin büyütülerek bakılması gerekir. Doktorunuz katarakt teşhisi koyduktan sonra eğer az ise gözlüklerinizi değiştirip sizi belli aralıklarla kontrole çağırabilir. Ancak görmede kayıp varsa ve bu kayıp gözlükle düzeltilemiyorsa size operasyon önerebilir.
Katarakt genellikle yaşa bağlı oluşur. Yaş ilerledikçe lensimiz esnekliğini kaybeder, kalınlaşır.
Ancak %'5inde nedenler farklıdır:
- Katarakt yeni doğan bebeklerde, çeşitli metabolizma hastalıklarıyla beraber görülebilir. (Konjenital-Doğumsal Katarakt)
- Göze gelen darbeler sonucu oluşabilir. (Travmatik Katarakt)
- Diyabet hastalarında oluşabilir.
- Göz içi iltihapları sonrasında oluşabilir. (Glokom,Üveit)
- Uzun süreli kortizon kullanımı sonrasında oluşabilir.
Katarakt Oluşumunu artıran Faktörler:
-Aşırı X ışını ya da güneş ışığına (ultraviyole) maruz kalınması,
-Sigara kullanımı,
-Genetik faktörler,
- C vitamini eksikliği
-Şişmanlık
-Hipertansiyon
-Önceden geçirilmiş göziçi operasyonları: Glokom (Göz Tansiyonu), Retina operasyonları sonrası
Bebeklik ve çocukluk çağında da katarakt görülebilir. Doğumsal kataraktlarda en önemli etken annenin hamilelikte geçirdiği kızamıkçık gibi enfeksiyonlardır.
Konjenital katarakt, doğumdan itibaren görülen lensin tek veya çift taraflı olarak saydamlığını kaybetmesi ve opaklaşmasıdır. Doğuştan olan kataraktlar, annenin gebelik sırasında geçirdiği enfeksiyonlara, kullanılan ilaçlara bağlı olarak ortaya çıkabildiği gibi hiçbir nedene bağlı olmadan da meydana gelebilmektedir.
Bir göz bebeğinin diğerinden farklı renkte ( beyaz ) olması veya gözde kayma ( şaşılık ) konjenital kataraktın belirtisi olabilir. Bebeklerde bu belirtiler görüldüğü zaman hiç zaman kaybetmeden göz uzmanına müracaat edilmelidir. Doğumsal katarakt, görmeyi engelliyor ise ve özellikle tek taraflı ise teşhis edilir edilmez ameliyat edilmelidir. Ameliyat zamanı konusunda göz uzmanı detaylı muayeneden sonra karar verir. Konjenital kataraktlı gözde en önemli sorun göz tembelliği (ambliyopi) dir. Göz tembelliğini yenebilmek için ameliyat, göz doktorunun önerisi doğrultusunda mümkün olan en erken zamanda yapılmalıdır.
Doğumsal katarakt tedavisi FAKO yöntemiyle yapılmakta ve yaşı uygunsa göz içine katlanabilir mercek yerleştirilmektedir. Op. Dr. Sinan Göker ülkemize getirdiği FAKO yöntemini 1990 yılından bu yana uygulamaktadır. Doğumsal kataraktın tedavisinde en önemli bölüm ameliyattan sonra yapılacak olan göz tembelliği ile mücadele bölümüdür. Bu bölümde aile hekim işbirliği çok önemlidir. Eğer bu işbirliği yapılamazsa erken yapılan ameliyatın hiçbir faydası olmaz. Doğumsal katarakt ameliyatı sonrası çocuk, yapılan ameliyatta mercek konulup konulmamasına bağlı olarak gözlük ve kontakt lens kullanabilir. Bebek büyüdükten sonra göziçine mercek ikinci bir operasyonla yerleştirilir.
Katarakt belli bir evreye ulaştığında ve hastanın görmesini rahatsız edici düzeyde engellediği zaman ameliyat edilmelidir. Bazen şeker hastaları gibi göz dibinin net olarak izlenmesi gerektiği durumlarda, bazen de göz tansiyonu ile birlikte kataraktın olduğu durumlarda ameliyata daha erken evrelerde karar verilebilir.
Çok beklemiş olan, geç kalmış katarakt olgularında kataraktlı lens çok sertleşir ve operasyon biraz daha uzun sürebilir. Katarakt çok ilerlediği zaman gözde kalıcı hasar meydana gelme ihtimali vardır ki bunlar arasında glokom, lensin göziçine düşmesi ya da yer değiştirmesi, üveit gibi hastalıklar yer almaktadır. Bu durumda hastanın yakınması olmasa da ameliyat şarttır. Artık bu dönemde katarakt ameliyatı uygulanmasında görme artışı ile birlikte esas hedef, gözün fazla kalıcı zarar görmesini engellemektir.
Katarakt Tedavisi Nasıl Yapılır?
Katarakt, ilaçla veya gözlükle tedavi edilebilen bir rahatsızlık değildir. Kataraktın ilerlemesini durdurabilecek etkili bir yöntem yoktur ve oluşmuş bir kataraktın tek tedavisi ameliyattır.
Modern tekniklerin gelişimi ile günümüzde katarakt operasyonları iğnesiz, narkozsuz, ağrısız yapılarak hasta aynı gün evine dönmektedir. Katarakt ameliyatında dikkat edilmesi gereken bazı önemli unsurlar vardır. Hekimin tecrübesi ve göz içine konulan merceğin kalitesi, ameliyatın başarısını doğrudan etkiler.
Kalitesiz merceklerle yapılan bir ameliyat sonrasında gözde enfeksiyon ve farklı komplikasyonlar gelişebilir. Bu durum kısa bir süre sonra hastanın ikinci kez katarakt olma riskini de beraberinde getirir. Bu da hasta için ayrı bir ameliyat riski ve maddi külfet anlamına gelir.
Kataraktın tek tedavi yöntemi ameliyattır. Ancak ne zaman ameliyat gereklidir sorusunun cevabı ameliyatta kullanılan tekniğe bağlıdır. Merkezimizde dünyada geliştirilen son yöntem olan FAKO (Fakoemülsifikasyon) tekniği ile katarakt ameliyatları yapılmaktadır. Bu yöntemde ameliyat için kataraktın olgunlaşmasını beklemeye gerek olmadığından hasta uzun bir müddet az görerek yaşamak zorunda değildir.
Kural olarak görmeniz 20/40 ise bunun günlük yaşamınıza önemli etkisi vardır. Bu etki her kişide farklı olabilir. Pilot olan birisinde operasyona daha erken dönemlerde ihtiyaç olabilirken diğer meslek gruplarında daha geç dönemde ameliyat gereksinim haline gelebilir. Güvenlik göz önüne alındığında katarakt tedavi edilmez ise insanı sınırlayan bir faktör olabilir. Yol işaretlerinde, trafik işaretlerinde, gece yolculuğunda, merdivenlerde, kişileri tanımada, ilaç etiketini okumada, çek yazmada, belge imzalamada sorunlar yaşayabilirsiniz.
Katarakt Operasyonu (Fako ameliyatı)
1962 yılında Charles Kelman (ABD) ultrasonla Fako-emulsifikasyon yöntemini geliştirdi. Bu yöntemi ilk olarak ülkemizde Op. Dr. Sinan Göker 1990 yılında uygulamaya başladı.
İlk başlarda göziçine lens (mercek) yerleştirebilmek için geniş bir kesi yapılıp daha sonra da bu kesi dikişlerle kapatılmaktaydı. Bu geniş kesi enfeksiyon, gözde astigmat oluşumu ve normal hayata dönüşün gecikmesi gibi problemlere yol açmaktaydı. Göziçine katlanabilir merceklerin gelişmesiyle artık kesi 1.8-2 mm gibi çok küçük yapılmakta ve problemler çok daha az oluşmaktadır.
Fako ameliyatı, Fako-Emilsifikatör denen özel bir cihaz yardımı ile yapılmaktadır. Göze küçük bir tünel açılarak, işitme sınırının ötesinde ses dalgaları (ultrasonic) oluşturan cihazın ucu göz içine sokulur. Kataraktlı mercek yerinde, parçalanarak emilir. Çıkarılan merceğin yerine, görme fonksiyonunu yerine getirecek kalıcı suni bir mercek (göz içi lensi) yerleştirilir. Ameliyat yaklaşık 10-15 dakika sürer.
FAKO katarakt ameliyatının aşamaları :
FAKO'lu katarakt cerrahisinde, özel durumlar dışında, genel veya lokal anestezi yoktur. Hasta ameliyata sadece gözü uyuşturan damlalar koyularak hazırlanır. 4-5 kez koyulan bu damlalardan sonra ameliyat başlayabilir.
1. Aşama :
Hastanın gözüne 4-5 kez yüzeyi uyuşturan damla koyulur. Gözün şeffaf kısmı olan kornea ile beyaz bölümünü oluşturan skleranın birleştiği bölge katarakt ameliyatında ilk kesinin yapıldığı yerdir. Yaklaşık 1,8-2 mm'lik özel bir kesi ile gözün içine ulaşılır.
Bu kesi yerinden gözün içine göz dokularını koruma özelliğine sahip jöle kıvamında bir sıvı doldurulur. Bu sıvı gözün içinde emniyetli çalışma olanağı sağlar. Gözün renkli kısmı olan irisin arkasında gözün merceği (lensi) bulunur (kesifleşince katarakt diye adlandırılan doku). Katarakt bir zar içinde bulunur. Kistotom aleti yardımıyla kataraktın zarının ön yüzünde yuvarlak bir pencere açılır,ön zar 5-6 mm yuvarlak bir şekilde soyulur. (Kapsüloreksis)
2. Aşama :
Ortasında pencere açılan bu zar kataraktın çekirdeği (nükleus) ve kabuğundan (korteks) sıvı kullanılarak ayrılır. Özel bir enjektör ile zarın yan yüzlerinden arkaya verilen sıvı zarı diğer bölümlerden ayırır. Böylece katarakt kendi zarının içinde serbest bir hale gelmiş olur.
3. Aşama :
Kataraktın temizlenme işlemi başlar. İşlem sırasında kısaca FAKO denilen bir alet kullanılır. Bu alet ultrasonik güç yani ses dalgası gücünü kullanır. 2.7 mm'lik çapı olan bu alet kataraktı hem parçalar, hem bu parçaları içine emer, hem de boşalan bölgeyi doğala yakın bir sıvı ile doldurur.
4. Aşama :
Sert kataraktlarda ikinci bir alet yardımıyla çekirdeği kırma işlemi yapılır. Sert katarakt daha küçük parçalara kırılarak daha kolay temizlenmesi sağlanmış olur.
5. Aşama :
Kataraktın büyük parçası olan çekirdek temizlendikten sonra korteksin temizlenmesi işlemi yapılır. Bu doku zarın iç yüzeyine yapışık olan bir tür iç kabuktur. Kataraktın doğal zarının boş temiz bir torba haline gelmesi sağlanmış olur.
6. Aşama :
Gözün içi katarakttan temizlenmiştir. Emniyetli bir çalışma için yeniden jöle sıvı ile doldurulur. Bu sıvı kataraktın boşalttığı zarının içini doldurur.
7. Aşama :
Sıra suni göz içi lensini, çıkarılmış olan doğal lensin (katarakt) yerine yerleştirmeye gelmiştir. Özel bir maddeden yapılmış olan bu suni lens yumuşak olduğu için katlanabilmektedir. Suni lens, özel sistemlerle katlanarak 1,8- 2 mm olarak hazırlanmış olan kesiden gözün içine sokulur ve daha sonrada doğal lensin zarının içine yerleştirilir. Ameliyat dikiş atılmadan tamamlanır.
Operasyon Sonrası:
-Antibiotik, antiinflamatuar ve suni gözyaşı damlaları başlanır ve bir kaç hafta devam edilir.
Antibiotik enfekesiyonu önlemek, antiinflamatur damla kızarıklık ve irritasyon sorunlarını, suni gözyaşı ise göz kuruluğuna azaltmak için kullanılır. Damlaları zamanında ve düzgün kullanılması önemlidir. Damlanın etkisini azaltmamak için damlalar 3-5 dk ara ile damlatılmalıdır.
Ameliyatta ve sonrasında acı, ağrı duyacak mıyım?
Ameliyat esnasında ve sonrasında ağrı hissedilmemektedir.
Ameliyat sonrası yakın ve ya uzak görmemden hangisi netleşecek, ne zaman netleşecek, gözlük kullanmam gerekecek mi?
Ameliyat öncesinde hassas metotlarla mercek numarası tayin edildiğinden hastaların büyük bir çoğunluğu uzak için gözlük ihtiyacı duymayacaklardır. Ameliyattan sonraki ilk günlerde bulanıklık olabilir. Görmenin netleşmesi genellikle 1 hafta sonradır. 1-3 hafta sonra doktorunuz gerekli görürse gözlük verecektir.
Kontrolleri kim yapacak ve ne kadar sürecek?
Kontrolleriniz doktorunuz tarafından ameliyat sonrası 1.gün 1. hafta ve 1. ay yapılacaktır. Kontrol sırasında görme keskinliği, göz tansiyonu ölçülür, gözün ön segmenti ve mercek kontrol edilir.
İlaçları ne kadar süre kullanacağım?
Genellikle 30 gün süreyle ameliyat olan göze damlalar kullanılır. Ancak damla sayısı giderek azaltılır.
Ameliyattan ne kadar süre sonra banyo yapabilirim?
Ameliyattan 5 gün sonra duş yapabilirsiniz ancak gözünüzü ovuşturmamaya özen gösteriniz. Damlalarınız bittikten sonra normal yaşantınıza dönebilirsiniz.
Ameliyattan ne kadar süre sonra araç kullanabilirim ?
Kendinizi ne zaman bu konuda rahat hissediyorsanız o zaman araba kullanabilirsiniz.
Ameliyattan ne kadar süre sonra namaz kılabilirim?
1 hafta sonra namaz kılmaya başlayabilirsiniz.
Ameliyattan ne kadar süre sonra içki ve sigara içebilirim ?
Ertesi günden itibaren normal yaşantınıza dönebilirsiniz. Sigara içmemeniz önerilir.
Ameliyattan ne kadar süre sonra seyahat edebilirim?
Ertesi gün uçak dahil tüm araçlarla yolculuk yapabilirsiniz.
Ameliyattan sonra yapmam gereken bir diyet var mı? Ne zaman yemek yiyebilirim?
Belirli bir diyet yok. Bir - iki saat dinlendikten sonra yemek yiyebilirsiniz.
Ameliyat sonrası gece yatmam gereken özel bir pozisyon var mı?
Ameliyatlı gözünüzün tarafına ilk gün yatmamaya dikkat ediniz.
Ameliyat sonrası dikkat etmem gereken şeyler var mı?
Ağır kaldırmayınız, tozlu ortamlara girmeyiniz, gözünüzü gelebilecek darbelerden koruyunuz, tokalaşma ve öpüşmeden kaçınınız. Her damladan önce ellerinizi yıkayıp ve damlalığın ucunu kirpiklere, kapaklara değdirmeyiniz. Ameliyattan sonraki birkaç hafta enfeksiyon açısından riskli dönemdir.
Gözde ağrı, kanlanma ve görmede bulanıklaşma olursa hemen doktorunuzu arayınız.
Katarakt Ameliyatı Risk ve Komplikasyonları:
Modern teknolojiler sayesinde katarakt ameliyatı sonrası sonuçlar oldukça başarılıdır ve yüz güldürücüdür. Ancak her ameliyat gibi nadir de olsa bazı riskleri vardır:
-Enfeksiyon
-Kanama
-Göz tansiyonunun yükselmesi
-Korneada geçici ödem oluşması
-Retinada sarı nokta alanında ödem
-Retinada yırtık-dekolman
-Ameliyattan 1 ay veya daha sonra arka kapsülün bulanıklaşması: bu problem geliştiği zaman YAG lazerle arka kapsüle görmeyi sağlayacak kadar bir pencere açılır. Bu bir kez olabilen bir problemdir, başarı ile tedavi edilir ve tekrarlamaz.
Katarakt Ameliyatı Ne Zaman Yapılmalıdır?
Görme bulanıklığı hastanın günlük işlerini aksatacak seviyede (okuma güçlüğü, televizyon izleme güçlüğü, araba kullanmada zorluk) ise katarakt ameliyatı yapılabilir. Ameliyat olmak için kataraktın olgunlaşmasını beklemeye gerek yoktur. Ameliyat kararı hastanın ihtiyaçlarına göre göz hastalıkları uzmanı tarafından belirlenir.
Operasyon Öncesi:
-Rutin göz muayenenizin yanında göziçine konacak merceğin gücü biometri yöntemiyle hesaplanır.
-Gerek görülürse Anestezi uzmanı sizi muayene eder.
-Ameliyat yapılacak gözün gözbebeği damlalarla büyütülür.
-Kan sulandırıcı (aspirin, kumadin, plavix), prostat ilaçları kullanıyorsanız veya herhangi bir ilaca veya maddeye allerjiniz varsa önceden belirtiniz. Bunların ameliyat öncesi bırakılması istenir.
Anestezi:
Katarakt operasyonlarının çoğu artık damla ile göz uyuşturularak yapılmaktadır. Ancak bebekler, çocuklar veya mental rahatsızlığı olanlarda genel anestezi altında operasyon yapılır. Hastalar bir problem yoksa aynı gün eve gönderilir.
Göze Takılan Mercekler:
Katarakt ameliyatı sırasında göziçine mercek takılmaktadır. Bunlara Gözİçi Lens denir (AKıllı Lens). Lensler henüz geliştirilmemişken katarakt ameliyatı olan hastalar çok kalın gözlük camları veya özel kontakt Lensler takarak görebiliyordu. Günümüzde artık göziçi lenssiz ameliyat yapılmamaktadır.
Göze takılan mercekler ömür boyu gözde kalır. Bu yüzden merceklerin gözle uyumluluğu üst düzeyde olmalıdır. Mercekler, ameliyat sırasında yerinde bırakılan lensin arka kapsülünün opaklaşmasını engelleme özelliğinde olmalıdır.
Göziçi Lensleri:
Bu mercekler de gözün doğal merceği gibi göze gelen ışığı retina üzerine odaklar.
Size hangi merceğin uygun olduğu muayene sonrası ameliyatınız planlanırken doktorunuz karar verecek ve sizinle tartışılacaktır.
Lenslerin Tipleri:
1-Monofokal (Tek odaklı ) Lensler:
20 yıldır en yaygın kullanılan lenslerdir. Uzak görmenin gözlüksüz olmasını sağlarlar ancak ameliyat sonrası bu hastaların 2,5-3,00 derece okuma gözlüğü kullanması gerekir. Bazen her iki göze lens takılacaksa Monovizyon dediğimiz bir ayarlama ile bir göz uzak, bir göz yakını daha iyi görecek şekilde lens numarası ayarlanır. Bilgisayar veya dijital cihazları sıklıkla kullanan hastalar monovizyonu tercih ederler. Ancak uzun süre ve özellikle gece araç kullananlara, pilotlara monovizyon önerilmez.
2-Multifokal (Çok odaklı) Lensler/ Akıllı Lensler :
-Bu lensler hem uzak hem yakın görmenin ameliyat sonrası iyi olması amacıyla geliştirilmiştir. Hastanemizde katarakt ameliyatı sonra çokodaklı lenslerin takılma oranı % 90 dir.
-Bu lenslere beynin alışması ve görmenin iyi olması için 6-12 hafta beklemek gerekir.
-Bir gözde monofokal lens varsa bile ikinci göze multifokal lens takılabilir.
-Bu merceklerde başarı kişinin gözbebeği büyüklüğü veya gözün yapısına göre farklılık gösterebilir.
-Yan etkileri olarak orta mesafenin bulanık olması, ışıkların etrafında gece halkalar görme, görmenin loş ortamlarda azalması sayılabilir. Bu yan etkiler başta görülse bile birçok hasta bir süre sonra bunlara adapte olur ve şikayetler kaybolur.
3-Torik Lensler: Astigmatı 2-3 dereceden yüksek olan gözler için geliştirilmiş astigmatlı monofokal veya multifokal göziçi lensleridir. Astigmatın bir kısmı katarakt ameliyatı sırasında yapılan kesinin yeri ve şekline göre kaybolur.
4- Trifokal (3 odaklı) Lensaler:
- Yakın ve uzak odaklı olan multifokal lenslerin kullanımı arttıktan sonra hastaların mesleğine göre, günlük yaşamda az kullanılan bir mesafe olmasına rağmen 40-80 cm arasında kalan görme mesafesi de önem kazanmaya başladı. Özellikle kol boyu uzun hastalarda okurken veya bilgisayar kullanımında 60 cm. uzaklıkta biraz sorun yaşanıyordu. Trifokal merceklerde bu sorun da ortadan kalkmış oldu. Bu teknoloji sayesinde, bilgisayar kullanım mesafesi, televizyon izleme mesafesi, mutfak tezgahına erişim mesafesi gibi görme kalitesinin önemli olduğu mesafelerde, 3 odaklı merceklerle daha rahat görüş sağlanmış oldu.
Femtosaniye (femtosecond) lazerle katarakt cerrahisi, katarakt ve refraktif ameliyatlarında uygulanmaya başlanmış en son yeniliktir.
Katarakt Fako ameliyatının birçok aşamasının elle veya bıçakla değil lazerle yapılmasıdır ki bu risk ve yan etkileri azaltmaktadır.
Femtosaniye lazerler 10 yıldır kornea üzerinde, Lasik, astigmatik kesiler, korneada tünel oluşturulması ve kornea nakillerinde güvenle kullanılmaktadır. Katarakt cerrahisinde kullanımı çok daha yenidir. Bilgisayar kontrollü ve 3 boyutlu görüntüleme (OCT) özellikleri sayesinde gözün lensine ulaşmak mümkündür.
Femtosaniye Fako Yönteminin Basamakları:
1-Göz anestezik damla ile uyuşturulur.
2-Bilgisayar ve görütüleme eşliğinde lazer lensin en üst tabakası (ön kapsül) soyulur.
3- Lens istenen şekil ve sayıda parçalara lazerle ayrılır.
4- Korneaya klasik yöntemde bıçak ile yapılan kesiler lazerle yapılır.
5- Fako cihazının ultrasonik lens parçalayan kısmına gerek kalmadığından, aspirasyonla yumuşatılan ve parçalanan lens parcacıkları emilir.
6- Göziçine yapay mercek yerleştirilir.
7- Kesi yerleri serumla şişirilerek kapatılır ve ameliyat sonlandırılır.
Ameliyat sonrası bakım ve ilaçlar katarakt ameliyatı ile aynıdır.
Lazerle Katarakt Ameliyatının Avantajları:
- Lensin ön kapsülü klasik yöntemde elle soyulurken, soyulan alan küçük veya büyük olabilir veya kenarlarında yırtıklar oluşabilir. Bu yapay göziçi lensinin tam yerine düzgün yerleştirilmesine engel olur ve görüş bozuklukları ile sonlanır. Lazerle kapsülün kesilmesi ise tamamen bilgisayar kontrolunde istenen büyüklükte ve düzgün kenarlıdır.
- Klasik yöntemde kataraktlı lensin ultrasonik cihazla parçalanması operasyon süresini uzatır.
- Lazerle lens parçalanmasında göz içinde hem daha az zaman harcanmış olur hem de daha az alet ve manevra kullanılarak kornea hücrelerine hasar riski azaltılmış olur.
- Göz içine girmek için korneaya yapılan kesiler bıçakla yapıldığı zaman cerrahın da tecrübe ve yeteneğine bağlı olarak düzgün olmayabilir. Uygunsuz kesinin tam kapanmaması göz enfeksiyonu, göziçi sıvısının dışa kaçması, göz tansiyonunun çok düşmesi gibi problemlere yol açar. Kesiler femtosaniye lazerle yapıldığı zamana daha emniyetli ve düzgün olacağından kesiye bağlı yan etki görülme riski çok azalır.
-Operasyon sırasında korneaya astigmatı azaltacak korneaiçi kesiler yapılabilir ve operasyon sonrası astigmat olasılığını azaltır.
Dezavantajları
-Çok sert beyaz kataraktta ,
-Korneada yüzey skarları bulanıklık olanlarda,
-Çok küçük göz bebeği olanlarda,
-İrisi (gözün renkli kısmı) çok gevşek olanlarda uygulanmaması gerekir.