Güneş Gözlükleri ve Efsaneler

Uzun süre dışarıda oldukları zaman ebeveynlere ve çocuklara, ciltlerini ve gözlerini güneşe maruz kalmaktan korumaları önerilmektedir. Güneş gözlüğü, gözleri güneşten korumak için mükemmel bir yöntemdir. Ancak kullanılan gözlüğün ultraviyole (UV) ışınlarından korumada yetersiz olması durumunda, fayda sağlamaktan çok zarar vermesi mümkündür.

Güneş gözlükleri hakkında en yaygın efsaneler ve yanlış kanılar nelerdir?

Efsane 1: Koyu camlı güneş gözlükleri, daha açık renklilere nazaran gözleri daha fazla korur.

Gerçek:  UV koruması oranı, camların renklerinden bağımsız olarak sağlanır. Bazı koyu camlı gözlükler daha az UV koruması sağlarken, camları daha açık renkli olanlar %100 koruma sağlayabilirler. Önemli olan, gözlüğün üzerindeki etiketi okumaktır. Güneş gözlüğü alırken %100 UV koruması sağladığına dair bir işaret arayın, bu gözlükler UV400 olarak etiketlenmiş de olabilir. UV koruması konusunda başka bir önemli nokta da gözlük camında kullanılan malzemesidir. Polikarbonat gözlük camları genellikle %100 UV koruması sağlar, CR-39 plastik %88 koruma sağlarken ucuz triasetat camlar sadece %40 koruma sağlamaktadır.

Efsane 2: Eğer kendi gözlerinizi görebiliyorsanız, güneş gözlükleriniz yeterince koyu camlı değildir.

Gerçek:  Bu, aslında ilk efsanenin farklı bir ifadesidir. UV koruması gözlük camlarının ne kadar koyu renkli olduğu ile ilişkili değildir.  Güneş gözlüklerinin birinci amacı sizin ve çocuklarınızın gözlerini UV ışınlarından korumaktır. Öncelikle herkesin güneş gözlüklerinin %100 koruma sağladığından emin olun, daha sonra kişisel tercihlerinize göre renk tonuna karar verebilirsiniz.

Efsane 3: Dışarıda uzun süre güneşe maruz kalınacağı zaman ucuz güneş gözlükleri takmak, hiç takmamaktan daha iyidir.

Gerçek:   Yukarıda da bahsedildiği gibi, güneş gözlüğünün fiyatı UV koruma oranı için garanti vermez. Daha da önemlisi, koyu camlı güneş gözlüğü kullanıyorsanız ama gözlüğünüz yeterli koruma sağlamıyorsa, gözlerinizin arka kısmı daha az değil, daha fazla UV ışınına maruz kalacaktır. Çünkü koyu camlar, gözbebeklerinizin daha fazla genişlemesine yol açar. Bu durum da gözünüzün arka kısmına daha fazla UV ışınının ulaşmasına neden olur. Bu UV ışınları hemen zarara neden olmasa da, maruz kalınan UV ışınını miktarının artması yıllar içinde çeşitli göz hastalıklarının ortaya çıkmasına yol açacaktır. Yaşa bağlı makula dejenerasyonu ve katarakt, ileri yaşlarda ortaya çıkan göz hastalıklarının yalnızca ikisidir ve iyi (pahalı olması gerekmez) güneş gözlükleri bu hastalıkları önlemeye yardımcı olabilir.

Efsane 4: Çocukların güneş gözlüğüne ihtiyacı yoktur: Ben çocukken güneş gözlüğü takmazdım ve gözlerim şu an iyi durumda.

Gerçek:  Yıllar önce sağlık uzmanları UV ışınlarına maruz kalmanın uzun vadede yol açacağı tehditlerinden haberdar değildi. 60'lı ve 70'li yıllarda, cildi ve gözü UV ışınlarından korumaya önem verilmezdi. Uzmanlar gözleri UV ışınlarından korumak için çocukluğun gerçekten önemli bir dönem olduğunu vurgulamaktadır. Bunun pek çok nedeni vardır. Öncelikle, çocuklar erişkinlere nazaran dışarıda daha fazla zaman geçirirler, bugün bilgisayar, televizyon ve video oyunları olsa da, bu hala geçerlidir. İkinci olarak, çocukların göz bebekleri erişkinlere nazaran daha geniştir. Tahminen, hayat boyunca maruz kalınan UV ışınının yarısı, 18 yaşına kadar gerçekleşir.

Efsane 5: Tüm güneş gözlüklerinin üzerindeki bilgiler doğru ve anlamlıdır.

Gerçek:  Bazı durumlarda bu bilgi doğru ve anlamlı olmayabilir. Örneğin, güneş gözlüklerinin üzerindeki "UV emici" ya da "UV ışınının çoğunu engeller" uyarıları ve UV koruma oranı hakkında, bir kimsenin hiçbir fikri olmayabilir. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, Avrupa'da üretilen güneş gözlüklerinin %20'si bir ya da birkaç bakımdan yanlış olarak etiketlenmiştir. UV korumasından emin olmanın en iyi yolu, tanınmış ve saygın şirketlerin ürünlerini satın almaktır. Eğer emin değilseniz ya da bu konuda tedirginseniz, optometri uzmanlarının çoğu gözlüğünüzün UV koruması derecesini ölçebilir. Böylece sizin ya da çocuğunuzun, herkesin ihtiyacı olan uzun süreli görüş koruması sağlayacağından emin olabilirsiniz.

Efsane 6: Sadece güneşli günlerde güneş gözlüğü takmak gerekir.

Gerçek:  Bulutlu günlerde de güneşli günlerde olduğu kadar, hatta daha fazla UV ışınlarına maruz kalabilirsiniz. Uzun süre dışarıda kalınacağı zaman - özellikle öğle saatlerinde ve yaz günlerinde risk daha fazladır - güneş gözlüğü (ya da UV koruması sağlayan gözlüklerden) takılması gereklidir.

Efsane 7: Gözlük camlarında bazı renk tonları diğerlerine nazaran daha fazla koruma sağlar.

Gerçek:  UV koruması gözlük camının renginden (ya da koyuluğundan) bağımsızdır.

Efsane 8: Gözlük camları %100 UV koruması sağlıyor ise, güneş gözlüğünün biçimi önemli değildir.

Gerçek:  %100 UV koruması gözlerinizin korunması için "gereklidir ancak yeterli değildir". Eğer gözlük camları küçükse ya da camların gözünüzle arasındaki mesafe fazla ise, güneş gözlüğünüz güneş ışınlarının sızmasına neden olabilir.  İdeal olanı, güneş gözlüğünün camlarının kenarlardan güneş ışınlarının sızmasına izin vermemesidir. Gözü kaplayan tarzdaki camlar, bu riski en aza indirmek için tasarlanmıştır. Küçük camları olan güneş gözlüklerini almaktan kaçının çünkü bunlar güneş ışınlarının sızmasına olanak verir.

Efsane 9: Polarize camlar - filtreleme özellikleri olması sebebi ile - UV koruması sağlarlar.

Gerçek:  UV korumasının gözlük camlarının renginden ve tonundan bağımsız olması gibi UV koruması için polarize camlar da şart değildir. Polarize gözlük camları parlamayı azaltsa da polarizasyon UV ışınını engellemez. Gözlük alırken polarize olmasının yanı sıra camların %98 ya da %100 UV koruması sağladığından emin olun.

Sinemalarda kullanılan 3 boyutlu gözlükler de polarize camlıdır ancak dışarıda kullanım için tasarlanmadığı için UV koruması sağlamazlar, yani bu gözlüklerin sinema salonunda bırakılması ve dışarıda kullanılmaması gereklidir.

Sonuç:

Ebeveynler, çocuklarının güneşe maruz kalmamalarına dikkat etmelidir. Çocuklarınızın maruz kaldığı ultraviyole ışınlarının en az düzeyde olduğundan emin olun. Bu şekilde yıllar sonra, çocuklarınız anne baba; hatta büyükanne ve büyükbaba olduklarında bile, gözlerinin sağlıklı ve görüşlerinin keskin olmasını sağlayabilirsiniz.