Behçet Hastalığı nedir?
Behçet hastalığı, adını 1937 yılında Türk dermatolog Hulusi Behçet'ten almıştır. Behçet hastalığı cilt problemlerine, ağızda ya da cinsel organlarda yaralara ve gözün içinde iltihaba neden olan otoimmün bir hastalıktır. Hastalık aynı zamanda artrit ile beyinde, omurilikte ve sindirim sisteminde iltihaplanmaya yol açabilir. Gözdeki iltihap bulanık görüşe, ağrıya ve kızarıklığa, hatta bazen de körlüğe neden olabilir.
Behçet hastalığı, daha çok Orta Doğu, Asya ve Japonya'da yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Erkeklerde kadınlara nazaran daha sık görülmektedir. Ayrıca belirtiler genellikle 20li ila 30lu yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Ancak yine de hastalık, her yaştan kişide görülebilir.
Behçet Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
Behçet hastalığının yaygın görülen 5 belirtisi:
Behçet hastalığı olan hemen hemen herkeste ağız yaraları (aftlar) görülür. Bunlar aftlara benzeyen ülserler ya da yaralardır. Bunlar genellikle hastanın fark ettiği ilk belirtilerdir ve diğer belirtiler görünmeden çok önce ortaya çıkarlar. Genellikle bu yaraların kenarları kırmızıdır ve aynı anda birkaç tane görülebilir. Ağrılı ve yemeği zorlaştırıcı olabilirler. Bu yaralar 10-14 gün içinde yok olur ancak sıklıkla tekrarlanırlar.
Cinsel organlarda yaralar, Behçet hastalarının yarısından fazlasında görülür. Bu yaralar erkeklerde genellikle testis torbasında (skrotum), kadınlarda ise vulvada görülür. Ağız yaralarına benzerler ve ağrılı olabilirler. Birkaç kez oluştuktan sonra skarlaşmaya neden olabilirler.
Cilt sorunları Behçet hastalığının yaygın belirtilerindendir. Deri yaraları genelde kırmızıdır ve irin dolu şişliklere benzerler. Bu kırmızı yaralar genellikle bacaklarda ve üst gövdede oluşur.
Üveit, gözün irisi de kapsayan orta ve arka kısmındaki iltihaplanmadır. Behçet hastalarının yarısından fazlasında görülür. Erkeklerde kadınlara nazaran daha yaygın görülür ve genellikle ilk belirtilerin oluşumundan itibaren 2 yıl içinde gelişir.
Artrit, Behçet hastalarının yarısından fazlasına görülür. Artrit eklemlerde ağrıya, şişmeye ve sertliğe neden olan bir hastalıktır. Bu belirtiler özellikle aşağıdaki eklemlerde oluşur:
- Diz eklemleri
- Ayak bileği eklemleri
- El bileği eklemleri
- Dirsek eklemleri
Behçet hastalığından kaynaklanan artrit genellikle birkaç hafta sürer ve eklemlerde kalıcı hasara neden olmaz.
Behçet Hastalığının Teşhisi
Behçet hastalığının teşhisi için yapılabilecek tek bir test yoktur. Hastalık genellikle hastaların bozulmaya başlayan görüşleri için muayeneye geldiklerinde göz doktoru tarafından teşhis edilir. Çeşitli belirtilerin nedeninin doğrulanabilmesi için hastanın birkaç doktor görmesi gerekebilir. Teşhis bazen göz doktoru, dermatolog ve nörolog gibi birkaç doktorun işbirliği ile doğrulanır.
Behçet Hastalığının Tedavisi
Behçet hastalığının iyileştirilmesi mümkün değildir. Tedavinin başlıca amacı, hastalığın gelişimi ile ciddi komplikasyonların oluşmasını engellemek için ağrıyı ve rahatsızlığı dindirmektir. Behçet hastalığı tedavisinde vücuttaki iltihabın kontrol altına alınmasını gereklidir. Hastalığın şiddetine ve seyrine bağlı olarak çeşitli tedavi yöntemleri uygulanabilir. Doktorlar genellikle topikal ve oral ilaç tedavisini birlikte önerirler.
Topikal tedavi: Bu tedavi ağız gargaralarını ve ağızdaki ya da derideki yaralara doğrudan uygulanabilen kremleri içerir. Bu ilaçlar ağrıyı ve iltihabı azaltır.
Oral ilaç tedavisi: Ağrıyı, iltihabı azaltmak ve bağışıklık sistemini bastırmak için oral ilaç tedavisi kullanılabilir.
Behçet Hastalığı ve Körlük
Behçet hastalığı, vücut damarlarındaki hasardan ileri gelen otoimmün bir hastalıktır. Hastalığın ilerleyiş seyrinde çoğunlukla gözler de etkilenir. Gözün içindeki iltihap bulanık görüşe, ağrıya ve kızarıklığa neden olabilir. Hastalıkla ilişkili olarak genellikle uveit, retinit ve iritis gibi göz bozuklukları görülür.
Ne yazık ki bu hastalık iyileştirilemez. Behçet hastalığına yönelik tedavi planları, rahatsızlığı azaltmak ve aşırı aktif olan bağışıklık sistemini baskılamak için genellikle oral ve topikal ilaçlar şeklinde uygulanır. Steroid göz damlaları genellikle, göz kenarına uygulanan steroid enjeksiyonları ile beraber kullanılır. Oral ilaçlar ise hastalığın kontrol altında tutulması için gereklidir. Eğer hastalığın şiddeti hafifletilebilir ise görme kaybı da kontrol altına alınabilir. Ancak ne yazık ki, çoğu hasta nihayetinde görme yetilerini kaybederek kör olmaktadır.